Burun Estetiği, Nefes ve Koku - Doçent Dr. Denizhan Dizdar
Burun Estetiği, Nefes ve Koku - Doçent Dr. Denizhan Dizdar
16610
post-template-default,single,single-post,postid-16610,single-format-standard,bridge-core-2.7.3,qode-page-transition-enabled,ajax_fade,page_not_loaded,,qode-theme-ver-25.8,qode-theme-bridge,qode_header_in_grid,wpb-js-composer js-comp-ver-6.6.0,vc_responsive

Burun Estetiği, Nefes ve Koku

Burun Estetiği, Nefes ve Koku

Son yıllarda hem sağlık algısının değişmesi, estetik algıların gelişmesi ve teknolojinin de buna ayak uydurmasıyla “burun estetiği “ olarak isimlendirilen, aslında sadece bu iki kelimeden çok çok daha karmaşık bir mekanizmanın sadece görünen kısmı olan bölgeyi düzeltme ameliyatları çok sıklıkla gündeme gelmektedir.

Burun estetiğinde ilk amaç sizin yüzünüze uygun burunu yaratabilmek, yüze bir simetri hissi verebilmektir. Bir insanla ilk karşılaştığınızda öncelikle gözlere odaklanırsınız, ancak burun bölgesindeki bir eğrilik, veya şekil bozukluğu öncellikle dikkatinizi buruna yöneltecektir. Ancak yüzün ortasında simetrik, farkedilmeyen bir burun ise hedeften şaşmamamızı sağlayacatır.

Peki burunun tek özelliği acaba yüzün ortasında farkedilmeden durması mı? Tabii ki değil, burun boşlularının beyinden çok ince bir kemikle ayrılması, koku hissini taşıyan sinirlerin beyine direk olarak ulaşması, aslında burnun sadece şekilden çok daha fazlası olduğunu bize söylüyor.

Doğduğumuz andan itibaren beş duyumuzda etrafımızdan gelen uyarılarla tarafından inanılmaz bir yoğunlukla çalışır. Yeni anılar, deneyimler üretiriz. Ancak bunların hiçbiri koku duyusu kadar bilincimizin derinine etki etmez. Anatomik olarak da beyine direk olarak ulaşan koku sinirleri hiçbir filtreden geçmeden hafızamızda yer etmektedir. O yüzdendir ki fırından çıkmış bir ekmek kokusu yada, annenizin yaptığı tatlının kokusu yada bir sevdiğinizden aldığınız bir çiçeğin kokusu sizi çok derinde kalan belki sizin bile hatırlamadığınız anılara götürebilir.

Öyle ki Hayatın ilk yıllarından itibaren burundan nefes almak en az işitme ve görmek kadar önemli. Çocukluğunuzda annenizin yaptığı kurabiyenin kokusunu ömrünüz boyunca unutmamanızın  sebebi bu. Koku hissi beyine en kısa mesafede ve direk olarak taşınan dolayısıyla, siz daha bilinçli olarak koku aldığınızı hissetmeden koku direk burnunuza ulaşıyor. Bu yaşlarda kazanılan burundan “kaliteli” nefes alma alışkanlığı bütün ömür boyunca devam ediyor.  Yapılan çeşitli çalışmalar ağızdan alınan nefes ile burundan alınan nefes arasında hem hava kalitesi, hem koku alabilme, hem de sosyal ilişkilerimizi düzenlemekte etkileri olduğu bilinen feromonların hissedilebilmesi için çok önemli olduğunu. Koku alamayan çocuklar da aynı işitme veya görme problemi olan çocuklar gibi dış dünya ile bağlantımızı kuran hayati beş duyumuzdan birinden yoksun kalıyorlar.

Bütün bunlar nefes alma esnasında koku partiküllerinini burunun içindeki koku alma bölgelerine rahat ulaşabilmeleri ile mümkün olmaktadır.

Yapılan pekçok çalışma  iyi koku almanın ruh halinden, nörolojik hastalıklara, vücudun pekçok durumunun hem habercisi hem de tedavisi olduğunu göstermektedir. Hatta koku alamayan kişilerin yedikleri yemeklerden bile tat alamadıkları da bilimsel olarak kanıtlıdır.

“Burun estetiği” ameliyatlarının sadece dış görünüş değil, nefes ve koku alma içinde ne kadar önemli olduğunu görmekteyiz.  Burunun içindeki kıkırdakların eğriliği, burun etlerinin (konka ) büyüklüğü gibi nefes almada problem yaratan oluşumların da mutlaka çözülmesi gerekmektedir. Hele ki burun estetiğinin en çok talep edildiği bahar aylarında, bir de mevsimsel allerjiyle birliktelik varsa, mutlaka burun etleri de tedavi edilmelidir. Yoksa sadece simetrik görünen bir burun kişinin mutluluğunu sağlamayacak, nefes ve koku alamama problemleri sürekli yeni çözümler aramaya itecektir.

Yorum Yok

Yorum Yaz

FrenchEnglish